25 Aralık 2010 Cumartesi

Sir Serwet Chetin

Servet Çetin'in ligdeki 47 maçtır sarı veya kırmızı kart görmemiş olma rekoru gerçekten ilginç.İngiltere'de bunu başarsa kraliçe'den "sir" ünvanını hemencecik alırdı...Ne yazık ki ülkemizde centilmenlik kavramı henüz yerleşmedi,ödülleri de teşvik edilmedi...

Meraktan Servet ile aynı dönemde(son 2 sezon) oynamış bazı defans oyuncularına bakınca rekorun anlamı daha da büyüdü.


Mesela Bekir İrtegün. Son 2 sezonda 12 maçta 3 sarı kart görmüş.47 oynasa vay haline...

Etliye sütlüye karışmayan Önder Turacı bile 22 maçta 2 sarı kart görmüş.

O Gökhan Gönül yok mu o Gökhan Gönül, tam bir kasap.45 Maçta 8 sarı kartı var.Milli takımda Servet ile aynı oda da kalıp kendini geliştirmeli.

Lugano zaten ligin en hırçını,soyunma odasına giderken kart gören bir adamdan ne beklenir ? 37 Maçta 10 sarı 1 Kırmızı kart.Servet gibi ince ve temiz oynaması tam bir hayal.

Kuyucu Blica 35 maçta 7 sarı kart görmüş.Gerçi ona "17 gördü" yazsam kimse şaşırmaz,ona da "az" derdi.

Şampiyonun kaptanı Ömer Erdoğan'ın 44 maçta 5 sarı kartı var.

İbrahim Toraman 36 maçta 3 Sarı, 1 Kırmızı kartı var ki,bu da ilginç bir rakam...

İbrahim Üzülmez 35 maçta 4 sarı kart görmüş.Gösterttiği kart sayısı kaçtır,meraklısı hesaplar.

Egemen 44 maçla Servet'e maç sayısında yaklaşmış ama 5 sarı kart görmüş !

Servet'in takım arkadaşı Neill 30 maçta 4 Sarı, 1 Kırmızı kart görmüş.İnsan oturur Florya'da dostundan bir şeyler öğrenir...Lisan problemi diyelim geçelim.

Servet Çetin'in bu rekorunu anlamlı kılmak için ligin haytalarından biriyle bitirelim:
Alex De Souza 42 Maç 7 Sarı,1 Kırmızı Kart !

21 Aralık 2010 Salı

Yaşar Aktuğ Formulü (güçlü olduğun yere çalış)

Yaşar Aktuğ çok sevdiğim,hayata çok yönlü bakışı ve sorun çözüşü ile örnek aldığım ,zekasına hayranlık duyduğum bir hocamdı.
Her yıl matematikten ikmale kalınca soluğu onda alırdım.
Rahmetli önce bir test yapar,neyi bilip neyi bilmediğimi öğrenirdi.
Sonra da "oğlum ,şimdi kısıtlı zaman içinde sadece iyi bildiğin konuları çalışacağız.Yeni bir şey öğrenmek için vakit harcamayacağız" derdi.Hakikaten sadece iyi bildiğim konulara çalışır,testler çözer o konularda çıkacak soruları kaçırmaz,ikmal sınavını rahat geçerdim.
..
..

Aşağıdaki tablo ilginç.Takımların 2009-10 ve 2010-11 iç saha performansları var.

1.Fenerbahçe 26 Maç-20 Galibiyet-4 Beraberlik-2 Mağlubiyet
2.Bursaspor 25 Maç-18 Galibiyet-4 Beraberlik-3 Mağlubiyet
3.Trabzon 26 Maç-18 Galibiyet-4 Beraberlik 3 Mağlubiyet
4.G.Saray 26 Maç-14 Galibiyet-4 Beraberlik-8 Mağlubiyet
5.Beşiktaş 26 Maç-13 Galibiyet-9 Beraberlik-4 Mağlubiyet

Fenerbahçe ve G.Saray'da son 10 yıl içinde iç sahada 17'de 17 yapma başarısını göstermişlerdi...
..
..
Ezeli rakipler beraberlikler alsa da Kadıköy hala zor bir deplasman.Sıırı çözülememiş bir "büyüsü" var.

Bursa ve Trabzon iç sahada tutkulu taraftarlarıyla  rakipte ve hakemde baskı oluşturabiliyorlar.Trabzon'un  nedensiz sürprizlere her zaman açık olması da sürpriz değil...

"Wellcome to the hell of Ali Sami Yen" günleri çok geride kaldı."Wellcome to the hell of Telekom Arena" fikrinin oluşması zaman alacaktır.Belki de yeni bir başlangıç diye de fırsat olarak görülebilir.

İnönü kırdığı desibel rekorlarına rağmen "Ahmet dursun,Seba Gitsin" den beri 90lı yıllardaki performansından ve "sadece rakibi caydırıcı" özelliğinden uzak.

Deplasman fobisini yenemeyenlere Yaşar Hoca'nın formulünü öneriyorum.
Kendi sahanızda maç kaybetmeyin !

"Çift forvet,3 forvet oynayın,tribünlere kendinizi inandırın,tribünleri nitelikli taraftar ile doldurun" gibi teknik,taktik,idari mesajları kimsenin işine karışmamak için vermiyorum,bilen biliyor :-)